10 Şubat 2012 Cuma

aşk üç köşeli bir dairedir-1





Lisenin son senesi nihayet gelmişti. Herkes gelişigüzel bir yere oturdu. Ön sıraların vazgeçilmezi ben bu sefer daha arkalara geçmeye karar vermiştim. SS ise arkamda oturuyordu. Aslında onu arkamda oturana kadar, 2 sene boyunca hiç fark etmemiştim. Yanında biran olsun ayrılmadığı bir erkek arkadaşı oturuyordu. Benim yanımda ise benim ayrılmadığım kız arkadaşım vardı. Ben herkesle kolay kolay iletişim kuramam ama birkaç kız arkadaşımla gayet samimiydim. Erkeklerle hep aramda bir mesafe vardı. Tam bir inektim o yıllarda. Aslında ders çalışarak kendimden kaçmaya çalışıyordum. Beynim patlayana kadar anlayıp anlamadan çalışıyordum. Sadece etrafımda bir kaç kişi ile konuşuyordum. Önümde oturan ve yanımda oturan iki kız arkadaşım ve arkamda oturan gıcık SS. Onunla sürekli kavga ederdik. Aslında tatlı kavgalardı bunlar. Sürekli benim birşeyimi alır bir yere saklar, beni gıcık ederdi. Ben de onu gıcık etmek için elimden geleni yapardım. Arkamdan bana vururdu ben de onun kafasına silgi fırlatırdım. Ne kadar da çocukça şeyler. Bu kavgalar bende bağımlılık yaratmıştı. İkimizin de hoşuna gidiyordu bu. Ara sıra bana çok iyi davrandığı da oluyordu. Sonraları bu kavgalara benim kız arkadaşım da katılmıştı. SS onu kardeşi gibi gördüğü için bir erkğin bir kıza yapmayacağı şakaları bie yapıyordu ona. Kız arkadaşım her ne kadar onun takılmalarından rahatsız olsa da hoşuna da gidiyordu aslında. Sonuçta çocukça şakalar işte. Bu şakalar bizi birbirimize bağlıyordu aslında. Birgün ben su içerken elimdeki şişeye vurmuş ve üzerimi ıslatmıştı. Ben de bir şişe suyu onun kafasından boşaltmıştım. Gözlerinde en ufak nefret yoktu. Gözleri heyecanla bana baktı. Yerimden fırladığım gibi çıktım sınıftan. Ben kaçtım o kovaladı. Bizim ders boş olduğu ve diğer sınıflarda ders olduğu için koridorlar bomboştu. Ben en alt katta temizlik eşyalarının konulduğu depoya saklanmıştım. 5 dakika filan geçmişti yoktu hala. Tam ben çıkıyordum ki karşımda beliriverdi. Gözgöze geldik. Gözleri parlıyordu ve yüzünde ilginç bit tebessümle sırıtıyordu. Tamam dedim çok özür dilerim. Gözümü kapadım ve oradan gitmesini bekliyordum. Ama onun nefes alıp verişinin sesini giderek daha yakınımda hissediyordum.Artık nefesi yüzüme değecek kadar yakındı bana. Gözümü açtım ve aramızda neredeyse hiç mesafe yoktu.Kolları benim omuzumun üzerinde gözünü dikmiş bana bakıyordu....

4 yorum:

  1. sana takılmalarından anlamıştım zaten var kesin bunda bişi diye demeden çıktı ortaya ee ne oldu?

    olmadık yerde bitirmişsin :))

    YanıtlaSil
  2. evet bu noktada kesilmez.. bunu Türk dizilerinin çok akıllı senaristleri bile yapmıyor..

    insafsızlık seninki :)

    YanıtlaSil
  3. devamı şimdi geliyor yazmaktayım azıcık heyecan katayım dedim :))

    YanıtlaSil