15 Mart 2014 Cumartesi

after 2 years...

Son yazıyı yazalı 2 yıldan fazla olmuş. Bloggera girmeyeli baya birşey değişmiş. Ben de değiştim. Yazacak çok şey birikti. Fakat bir süre daha yazamayacağım. Belki de artık hiç yazmayacağım. Ama blog dursun hatıra olarak. Zaten okunacak blogger da kalmamış pek. Bu yazıyı neleri göze alarak yazdığımı bir bilseniz. Neyse göze almışım ki burdayım. Aman alıştım zaten baskı dolu hayata. Aslında hoşuma da gidiyor yani gitmese neden devam etsin ki. Neyse bilemedim şimdi. Kafaları daha da karıştırmadan sustum...

23 Şubat 2012 Perşembe

aşk 3 köşeli bir dairedir


-Mmmm...şey biz ne konuşacağız ya iste benimle dalga geçiyor salak
-Ya seni sevdiği için takılıyor sana. Keske bana da takılsa.
-Gercekten beni seviyor mu?
-Tabi ki bence siz daha sık gorusmelisiniz çok iyi arkadas olacağınıza eminim.
-Bakalım ben de onunla daha yakın olmak isterim tabi.
-O zaman hem bizim aramizi da yaparsın he?
-Tabi tabi

 'Ah benim saftirik arkadasım ben de çok istiyorum onunla yakın olmayı. Ben de çok istiyorum onunla birlikte olmayı. Ben de artık mutluluğu bulmak istiyorum.' diyemedim. O beni S`nin yanına ittikce aslında kendi sonunu da hazırlıyordu. Peki ben ne yapacagım? Sırf kendi mutluluğum için arkadasımı çifte mutsuzluğa mı iteyim? Bu çok bencilce. Bunu duyarsa hem bana hem S`ye hem de kendine güveni kalmayacak. Belki de bu dünyada artık kimseye güvenemeyecek. Bu olay hayatında çok derin yaralar acacak. Ben vazgeçersem bu sevdamdan sadece olması muhtemel mutluluğumu elimden kaçıracağım. İleride birgun başka birinde gercek mutluluğumu bulabilirim belki de. Benim mutluluğum baskasının mutsuzluğu olmamalı. Ki bu kisi bu kadar iyi niyetli bu kız asla olmamalı. Ben kendimi bu sekilde ikna etmiş ve bu aşktan vazgeçmiştim. Zaten okul da bitiyor bir daha birbirimizi görmeyiz bile diye düşünüyordum. Okul bitti ve üzerimde hafiflik ve mutluluk yerine ağır, çok ağır bir acı vardı. Kalbimin bir parçasını kaybetmiştim adeta. Kız arkadasım da çok mutsuzdu. Çünkü o da S aralarında birşey olamayacağını biliyordu. Ama o benim gibi vazgeçmeye niyetli degildi. Sonuna kadar savaşacaktı bu ask için. Farklı bölümler de olsa arkadaşımla aynı üniversiteyi kazandık. Fakat butun yaz onu gormedim. Ne onu ne de siniftan baska birini. Yeni bir hayati ve yeni bir gelecegi bekliyordum sabirsizlikla. Geçmişteki herkesi unutacaktim. Okul basladi ve İkimizin de dersleri çok yogun olmadıgı için ilk sene yine bol bol görüşüyorduk arkadaşımla. Ama aramızda mesafe vardı artık. Ben çok değişmiştim. Kendime güvenim gelmiş ve artık kendim için yasamaya karar vermiştim. Gecmisi silmiştim tamamen. Birgun yine öğle arasında arkadaşımla yemeğe çıktık. O her zamanki gibi sürekli S'den bahsediyordu. Bu bana ne kadar ağır gelse de suratımda sahte gülümseme ile ona destek olmaya çalışıyordum. Sonra bana hiç onunla konuştun mu diye sordu. Ne konuşması adını bile hatırlamak istemiyordum. Sonra bana onu aramamı ve bakalım nasılmış, hayatında kimse varmışmış diye sormamı istedi. Ben asla olmaz dedim. Fakat saatlerce ikna etme cabaları sonucu aramaya karar verdim. Ben heyecandan ölecektim,titremeye başladım. Birden kulağıma telefonu yapistirdi. Ben daha ne olduğunu anlamadan bir ses geldi. Onun sesi. Bir anda kalbim yerinden fırlayacak gibi çarpmaya başladı. Sesi kalbimde yankılanıyordu. - Alo Alo kimsiniz? Alooooo.....

20 Şubat 2012 Pazartesi

Bana neler oluyor?

Benim katı kurallarım vardı Bir güneş açtı icimde hepsi eridi buhar oldu Benim duvarlarım vardı Bir deprem oldu kalbimde yıkıldı yerle bir oldu Benim sessizliğim vardı Bir kuş kondu pencereme icime güzel melodiler doldu Benim korkularım vardı Hepsinin karşısında durmaya cesaretim oldu Benim bitmeyen kışlarım vardı Dört mevsim ılık bir bahar oldu Benim yalnızlığım vardı Uzaklara gitti bir daha gelmemek üzere kayb
oldu

14 Şubat 2012 Salı

Sevgililer günü yazısı

Her yerde sevgililer gunü kutlanıyor büyük coşkuyla. Televizyonda her 2 reklamdan biri,magazalardaki vitrinlerin her biri sevgililer günunü hatırlatıp dürüyor. Sevginin sınırlandirildigi,sınıflandirildigi,ayiplandigi,suc sayıldığı,sapkınlık sayıldığı,hastalık sayıldığı bir toplumda böyle bir gunün kutlanması nasıl bir çelişkidir? Bir erkek bir kadını bir kadın bir erkeği sevdi mi sorun yok. Neden iki erkeğin ya da iki kadının birbirini sevmesi bu kadar zor. Sevginin cinsiyeti,sekli semali olur mu? Neden sevgiyi kalıplara koyup onu hapsedip yok ediyoruz. Savaşların,kavgaların,cinayetlerin dolu dolu yaşandığı bu dünyada birini safca,önyargısizca sevmek sadece sevmek neden bu kadar suc. Sevginin nesi bu kadar tiksinc nesi bu kadar sapıklık nesi bu kadar hastalıklı söyleyin bana? Kimi,nasıl sevebilecegime kim,nasıl karisabilir? Kimi seveceğin ne senin ne de baskalarının tercihi olmamalı. Sevgi tercih edilmeden icinden geldigi gibi yaşanmalı. Sevgililer gunünüz kutlu olsun.

Kandirmaca

Bugün yine o gün geldi. Herzamankinden daha yalnız hissettiğim gün kendimi. Yalnızlar için bugün dışarısı oldukça tehlikeli. Her yer vicik vicik sevgi dolu,bulandırıyor midemi. Ask denen kandırmaca kor etmiş el ele gezenleri. Sevgi kolayca harcayıp bitiyor tıpkı bir kutu çikolata gibi. Ask obezleri dolmuş etraf,yutuyorlar tüm sevgiyi. Ask aslında tamamen şans isi. Doğru kisiyi buluncaya kadar pes etmemeli. Ama yok öyle biri bu da bilinmeli.

11 Şubat 2012 Cumartesi

aşk üç köşeli bir dairedir-2

Ben de gözümü ona dikmiştim. Aslında benim bu yaptıklarımı bir başkası ona yapsa çocuğu dayaktan öldürürdü. Cezamı merak ediyordum doğrusu. O kadar yakındı ki bana nefesini dudağımda hissettim. O da benimkini hissediyordu herhalde. Bana ne olduğunu bilmiyordum ama karnıma ağrı girdi birden. Tam dudağı dudağıma değecekken arkadan bir ses geldi. Hademe Arif amca geliyordu. Birden nefesi uzaklaştı, üzerimden kendini yanıma attı. Arif amca bağırıyordu. Ne işiniz var burada lan sizin? Dersiniz yok mu yürüyün gidin zaten işim çok. Koşarak oradan uzaklaştık. O günden sonra birkaç gün arkama oturmadı, başka sırada oturdu. Şaka filan da yapmadı. Ben sürekli onu gözetliyordum. Arada onun da bana baktığı oluyor gözgöze geliyorduk. Tabi bir de yanımdaki kız arkadaşımla uğraşıyordum. Ya çilekli neden SS bu aralar burda oturmuyor? Acaba ben birşey mi yaptım bilmeden? Gidip bi sorsana halini hatrını ne de olsa siz erkek erkeğe daha iyi muhabbet edersiniz. Neden arkadaşımın SS ile bu kadar ilgilendiğini bilmiyordum. Ama SSnin yanına gidip konuşacak cesaretim de yoktu. Zaten sonraki gün kendi geldi ve yine eski günlerimize döndük. Onun dersleri benden daha kötüydü ama yine de bilemediğim soruları ona soruyordum. Yanına oturuyor ve baş başa düşünüyorduk cevabı. Benim gerçek sorularım Acaba benim hakkımda ne düşünüyor? Bana aşık mı? Yoksa pişman mı oldu yaptığından? gibi bir dünya soru. Bazen kimse yoksa etrafta başımı omzuna koyuyordum. O anda kanatlarım çıkıyordu resmen. Mideme kelebekler istila ediyordu. Fakat cevaplarımı alamadan yerime geçiyordum.

Artık okulun son günleri derslerin boş geçtiği günlerdi. Ben harıl harıl test çözüyordum. Ama aklım SS'deydi. Dışarıya çıkmazdım genelde sınıfta otururdum o yıllarda. Asosyalin alasıydım yani. Birgün hava çok sıcak olduğu için camı açtım ve camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Tabi bu güzel havada herkes dışarıdaydı.Birden omuzuma birinin dokunması ile irkildim.Arkamda SS vardı. Heyecan,karın ağrısı başladı bende. Ne güzel hava neden buradasın dedi. Bilmem sevmiyorum dışarısını dedim. Tekrar cama döndüm ve dışarı baktım. O anda belimden tuttu ve beni cama doğru ittirdi iyice. Tamamen bana yaslanmış iyice bastırıyordu arkamdan. Ben kalakaldım o anda. İyice sertleşmişti ve canımı yakıyordu. Giyinik sevişmek bu olsa gerekti. Ama canım yanmıyor aksine dünyanın en mutlusuydum. Uçuyordum,uçuyorduk. Öylece kaldık biraz. Sonra ona döndüm.Bana yaklaştı ve dudağımın kenarını yavaşça öptü. O an ona sarılıp saatlerce öpüşmek geçti içimden. Kendimizi toparladık ki o anda içeri biri girdi. Giren kız arkadaşımdı. SS hızlıca dışarı çıktı. Arkadaşım yanıma geldi ve suratı düşmüştü. Ağlamaya başladı birden. Noldu şimdi durup dururken neden ağlıyorsun dedim. Görmedin mi bana kaç gündür  ne kadar soğuk davranıyor. Şimdi de ben geldim nasıl gitti hemen. Söylesene bana karşı birşey hissediyor mu  yoksa bu şakaları beni kardeşi gibi gördüğü için mi yapıyor? Ya çilekli ben ona aşık oldum çok kötü hissediyorum kendimi. Nolur onun bana karşı duygularını öğren ve bizim aramızı yap. Hem sen onunla samimi sayılırsın yani konuşuyorsunuzdur kızlardan filan. Sevgilisinden ayrıldığını biliyorum ama benim hakkımda ne düşünüyor öğren tamam mı? Akşam telefon aç konuş. Ama biz o kadar samimi değiliz ki. Nasıl değilsiniz baksana az önce başbaşa konuş muyormuydunuz? Ne konuştunuz az önce başbaşa anlat bakayım bana.......

dolmuşum!


Dans kursundan yorgun argın eve dönüyordum. Dolmuşta 1 kişilik gibi görünen ama aslında yarım kişilik olan yer vardı. Neyse ki fazla yer kaplamadığım için sığdım oraya. Parayı verdim ve kafamı dayadım arkaya, cama doğru döndüm. Sol tarafımda epey irice biri vardı bana göre. Beni sıkıştırdıkça sıkıştırıyordu. Sonra farkettim bacağı bacağıma değiyordu. Aslında değmiyordu bacağım onunkinin altında kalmıştı. Rahatsız olur diye çektim bacağımı. Ama onun hoşuna mı gitti bilmem daha da yaklaştırdı yine. Bu sefer benim de hoşuma gitmişti. En azından sıcaktı ve ben çok üşüyordum. Bir an gözgöze geldik ve bana gülümsedi. Ben kafamı arkaya dayamış ona dönüktüm. O da bana döndü. O kadar yakındık ki nefeslerimiz karışıyordu birbirine. Elini bacağıma attı birden. Ben iyice ısınmıştım. Ben de onunkine elimi attım. Sonra bacağımdaki eli ile elimi tuttu. Sıcacıktı eli. Sımsıkı elele tutuştuk. Ben gözümü kapadım. Sanki saatlerce öyle kalakaldık. Sonra birden bir soğukluk geldi üzerime. Ellerim buz gibi olmuştu. Titriyordum. Bir ses duydum. ŞŞŞTTT sen baksana geldik son durak. Gözümü açtım dolmuş bomboştu ve şoför bana bakıp gülüyordu. Kendimi dışarı attım hemen. Karanlık ve ıssız yollar beni bekliyordu.