31 Ocak 2012 Salı

çilekli hikayeler başlıyor...

Ben çoğu insana göre çok şanslı biriyim.Kalabalık bir ailem,her istediğimi kısmen de olsa alabilecek maddi durumumuz var ve en iyi üniversitelerden birine gitmekteyim.Fakat her insan bir sır küpüdür.Dışarıdan göründüğü gibi sanmamalıyız içini.Ben hiçbir zaman konuşmayı,içimi göstermeyi sevmedim.Hep içime konuştum.Yankılarımla dertleştim hep.Hayatımda çok dönüm noktası oldu.Ama hepsini içimde yaşadım.Bazen diyorum gerçekte bunları yaşamadım belki de hepsi hayal gücümün bir oyunu.Ama rüyalarımda,yaşamımda bıraktıkları etkileri maalesef görüyorum ve yaşıyorum.Belki benim yaşadıklarımı başkaları yaşasa çok daha kötü durumda olabilirlerdi.Ben kendimi Polyanna’ya benzetirim.Gerçekten polyannacılık yapmadan öyle yaşarım hayatı.Mesela hala sınavdan kötü bir not alsam yanlışlarımı görebildiğim için sevinirim.Belki fazla mükemmeliyetçi olduğum ve ileride hiç hata yapmamak için hatalarımı görmek hoşuma gider.Ama başkalarının hatasını ödemek beni asıl yoran.Başkalarının hatalarının bedenimde,ruhumda,rüyalarımda,yaşamımda bıraktığı izleri yok edememek beni asıl yok eden.Ama öyle bir çelişki var ki yaşamımda tüm bu hataları yapan ve bana yaşatan insanlar benim bu dünyadaki en sevdiğim ve hayatım boyunca benliğimde olan ve olacak insanlar.Ben onlarla var oluyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder